17 Aralık 2012 Pazartesi

Yılbaşı ağacı paspası...

            Eyyyvvvahhhh 2012 bitiyor!... Yılın ilk ayında kalmışım ben ama nasıl olmuşsa 12 dolu dolu ay geçivermiş. Evin yılbaşı ağacı 08 Aralıkta daha kuruldu, salonumuzdaki yerine. İnanılmaz keyifli oluyor hele ki evde meraklı bir çocuk varsa J
            Bu haftasonu da internette görüp beğendiğim yılbaşı ağacı paspasını üşenmedim bir gecede bitirdim. Mazlemeleri aldım. Kalıplar çıkardım. Ölçtüm biçtim, keçeleri kestim yapışıtırm, uğraşmaktan inanılmaz keyif aldım. Alara’ m olduğundan beri ilk defa elime bir uğraş aldığımı fark ettim. 3 gün evimizde olmanın verdiği mutlulukla bir hobi ürettim kendime. İstese insan neler yapmaz.


Yılbaşı ağacamızın altına da pek bi yakıştı hani J

            Seneye Allah nasip kısmet ederse kızlarımla kutlayacağız yeni yılı. Kızımın kız kardeşi de gelse dünyaya, sağlıkla, eli ayağı düzgün olarak. 2013 yılından daha ne istiyim J 20+2 haftalık olduk bile. 348gr - 22cm boyla aramıza katılmak için hareketli bir şekilde zamanla yarışıyor.

            Evde, büyüklerine kolonya tutma sevgisi olan kızım, haftasonu İzmit’ in yıllanmış kolonyacısı Hikmet kolonya ile tanıştı. Kolonya şişemize kolonya doldurduk. Birde Alara kolonyası varmış minik bir şişe J kızıma hediye. Sevincini hiçbirşeye değişmeyeceğim ayışığım çok mutlu oldu.

            Bu haftasonu, son haftaların bombası olan konu üzerine epey çalıştık kızımla. Nerden bu bilgiyi edinmiş ise benim prensesim;

Dedesi: “Aslan kızım benim” diyor.
Alara: “eeeee aaaaiiiii aaa iiii” diyor.
Anane: “Hayır prenses Alara” diyor.
Alara: “eeeee prensiss değil aaaaiiiii aaa iiii” diyor.

            Baktım olacak gibi değil. Eşşek kelimesi aldı başını gidiyor. Dedim “bir daha aaiiii aaa iii” dersen “sana nannaaaa Alara” J

Sonuç mu :

Annesi: “Aslan kızım benim” diyor.
Alara: “eeeeee aaiiii değil prensisss Alara” diyor.

Zafer annenin oluyor J



Sevgilerimle...

13 Kasım 2012 Salı

Yaş 30! + Yeni yeni öğrenimler!

          Anneliği tadmadan anlamıyor insan. Küçük bir çocuğun öpüşüyle uyanmanın tadını, mutluluğunu, hazzını... hele birde o uyandığın gün senin doğum günün ise hımmm mest oluyorsun. 10 kasım doğum günümdü. Cumartesi günü olduğundan evdeydim. Kızımla açtım gözümü doğum günüme. Sanırım anladığından gece 02’ den 05’ e kadar da 5 kez kalkarak rekor kıran kızım, benim doğum günümü erkenden kutlamış oldu J Dünyada sahip olunabilecek en güzel hediye sanırım bir çocuğunun olması ( Umarım bunu hep söyleyebilirim J )
          Bu arada kaç yaşına mı girdim???



          Alara’ mdan son esintileri de sizlerle paylaşmak istiyorum...

          Ne zaman bir yaramazlık peşinde ise yanındakine “bekle bekle” diyerek bekleme işareti yapıyor eliyle. “Anne beklee beekleee”...
          Geçenlerde elinde su bardağı su içerken babasının yanına gidiyor. Babasının elinde de pazılı pide var. Tam ısıracak, “babaccıııığğıııı bekle bekleeee” diyor. Kıyamam babamızda herhalde pideden ısıracak diye bekliyor. Bizim muzur maskara kızımız, suyu babasının elindeki pideye döküveriyor. Su böreği yapmak istedi sanırım J

          Dün akşam, kucağımda oturuyor ; “Annecim öp beni hadi tatlım” dedim. “Olmaçççç” dedi. “Neden annecim öpmüyorsun” dedim. “Çünküüüü altıuçukta” dedi. “Bende aaa saat altı buçuk olmuş annecim hadi öp” dedim. Öptü. J İnanılmaz bişi bu anları yaşamak. J Annanesiyle, dedesi, çok sevdiğimiz pepenin başlama saatini öğrettiler,sürekli onu tekrarlıyor. “Saat altıuçukta pepeeee” diye. Uykuya yatıyor bunu söylüyor. Sabah kalkıyor bunu söylüyor. Birde gördüğü her saatte altıuçuğu gösteriyor. Altıuçuk yazıyorum çünkü öyle söylüyor. J

          Şu sıralar en sevdiği oyun, babası ile emekleme yarışması. Kendisi önde, babası arkada emekliyorlar. Bakalım kardeşi doğduğunda bizleri neler bekliyor olacak. J Kardeşi demişken 15 hafta 3 gün olduk çok şükür. Hala bulantılara devam. Kendisini aramızda hissedelim diye tek yapabildiği bu sanırım J

Sevgilerimle...

18 Ekim 2012 Perşembe

Yeni mutluluklar, yeni heyecanlar paylaşma zamanı!...


                Bu aralar ananeee kugaceşşş ten bir türlü vazgeçmeyen, akşamları eve gittiğimde bana gelmeyen, benle uyumak istemeyen bir minik kelebeğim var. Üzülüyorum, içerliyorum. Ama neyseki ananesi diyip rahatlamaya çalışıyorum. “Akşam benle uyuyacak” kızım dediğimde “diğil ananeyle uyuycammm“ diyor.

                 Yapboz oynamak istiyorum. Bunun yeri nerde acaba babası diyorum. Küçük hanım ananesinin dibinden kalkarken anane bekle işareti ve sözü sarfedip yanımıza gelip tek parça yapbozu yerine yerleştirip ananesinin yanına koşuyor. Salonda biz yerde ananesi koltukta oturuyor. Yani o mesafede bile haylazım ananesinin dibinden ayrılamıyor. J Şaka gibi.


                   Yazmadığım günlerden 03.10.12 Çarşamba günü balımın, maskaramın, canıma can, mutluluğuma mutluluk katan Alara’ mın 2. Yaş günü idi. Bu sefer çok etraflıca bir hazırlık yapamadım. Ama doğum günü pastası yine elimden çıksın istedim. Bol meyveli yuvarlak bir pasta yapıverdim. Ananeler, babaneler ile küçük bir kutlama yaptık. Cicili bicili hediyeleri oldu. En çok pastanın üzerindeki mum ve maytap karanfilli şekerimi mutlu etti. J

                    Sanırım bizden ona en güzel hediye, onun abla olması için ilk adımı atmış olmamız. Şuan da 12. haftasında olduğum 2. evimizin neşeşi, 4. ailemizin üyesini bekleme heyecanındayız. Epey rahatsızlığını çektiğim mide bulantılarına ramen sağlıkla, eli ayağı düzgün kucağıma alacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum.

Herkese sevgiler...

5 Eylül 2012 Çarşamba

Hoşgeldim ben ve minik kelebeğim...


      İşte tatarattaaammmmmm !

      Hepinizeee kucak dolusu sevgiler, bol güneşler, sütlü kahveler J

      Çokkk özledim burayı ama malum uzunca bir süre tatilimin gelmesini bekledim. Gelince de sessiz sedasız, kimseyi özendirmeden, içimdeki sevinç çığlıklarını kendime saklayarak, yol aldım... gelince de etkisinden kurtulamadım. Ama artık yazmalı, paylaşmalı...

      Tatil muhteşem bir olay yaaa. Kesinlikle olması gerekli. Ama böyle senede bir kez değil. Ara ara yapılmalı. Hoş 3 hafta geçirdim dolu dolu ailemle. Ama arada sırada kısa da olsa tekrarlansa hoş olur.

      Afyon – Antalya – Çorum ( Sungurlu ) gezileri yaptım. Yedim, içtim, gezdim, eğlendim, dinlendim. Kardeşimi nişanladım J heheee Tatilin en anlamlı kısmı oydu zaten. Allah tamamına erdirsin inşallah diyelim...

      Doğum gününe 27 gün kalmış olan benim bıcır bıcır pamuk prensesimden bahsetmek istiyorum. Düşünüyorumda 2 yaşını doldurmak üzere. Zaman bu kadar hızlı akıp gidermi avuçlarından insanın. Bugün doğum hakkında konuştuk arkadaşlarla ayak üstü de. Üstünden 2 sene geçmiş. Veeee o günleri çok özledimmmm. J

      Anne olmaktan mutluluk duyduğum için mutluyum, kızım olduğu için mutluyum, tadına doyamadığım pamuk ellerini – ter kokusunu içime çeke çeke öpebildiğim için mutluyum, koşarak beni düşürürcesine kuvvetli atılıp sarılmasından mutluyum, yanağıma öpücük kondurmasından mutluyum, kendi büyüklüğünü ispatlamak için herşeyi kendi yapma çabasının olmasından mutluyum, büyüdüğünü gün gün görebildiğim için mutluyum, her anımda - her cümlemde Alara’ m olduğu için mutluyum, ikinci kez! Üçüncü kez! yaşayabilmeyi istediğim için mutluyum. Öyle işte ay parçamla ilgili herşeyle mutluyum J

      Su içmek istiyor bardağı tam dudaklarına yaklaştırıyorum ; Alara Alara diyor. Kendisi yapacakmış. Kapıyı açıp dışarı çıkıcaz ; Alara Alara diyor. Kendisi açacakmış. Çiş için havruza ( lazımlık ) gidiyoruz, kıyafetlerini çıkaracağım ; Alara Alara diyor. Kendisi yapacakmış. Yemek yedireceğim ; Alara Alara diyor. Kendisi yapacakmış. Kısaca aklınıza ne geliyorsa... Bizde hemen "evet tabiki Alara yapacak" diyor ve ona yol veriyoruz...

      Ananesi ile tüm gününü geçirdiğinden, paylaştıkları komik anları akşamları bana aktarıyorlar. Bazıları o kadar komik ki kesinlikle hafızalarda unutulur korkusundan not almaya devam ediyorum ama buraya da bir kaçını yazmak istedim.

-           Kendi işini kendi yapma konusunda onu serbest bırakmaya çalıştığımız için geçen gün havruza kendi gitmek istemiş. Havruzun bulunduğu yerin tam karşısında bir pencere var. Biz ordan yapıp yapmadığını kontrol etmek için arada bakıyoruz. Ama sevgi kelebeğim bunu bilmiyor. Ananesi yollamış çişini yapınca beni çağır ben siliyim demiş. Tamammmm demiş fırlamış gitmiş. İşini görüyor J Annem de pencereden çaktırmadan bakıyormuş. Aralarındaki diyalog;

Annem :  Alara çiş nereye yapılır?
Alara’ m :     Havruz
Annem :  Çişi havruza yapmazsak ne olur?
Alara’ m :     Nannnaaaaaaa
Annem :  Annane nannaayı nasıl yapar?
Alara’ m :     Gayet ciddi annem sanki karşısındaymış gibi havruzdan hafif popoyu kaldırıp eliyle poposuna vurmaya çalışmış. Yani anneme naaannnaaa nın nasıl olduğunu gösteriyor.

  İlk zamanlardan beri kiloduna kaçırmaması için annem hafiften gözünü korkutmak amaçlı çişi havruza yapmazsan sana nannaaa diyordu. Tabi bende. Ama abartılı bir korkutma değil. Şimdi hep bu nakarat oyun gibi aramızda tekrarlanıyor kızımla. J

-           Gelelim bir diğerine J annem yine geçen gün Alara’ ya “çişini havruza yap, bitince haber ver gelip silicem” demesi gibi. Öğlen uykusu için sütünü içtikten sonra. Hadi bakalım uyku saati. Gidip uyu sen Alara  “Uyuyunca beni çağır” demiş J Tamammmm demiş ve yatağa koşmuş. Yatmış. Uyumuş. J Akşam gülme krizine girerek anlattı annem. Şimdi yazarken bile gülüyorum. Çok komikler dimi ama J

-           Az önce annemle telefonda konuşuyoruz. Yaptıklarını anlatıyor bana. Şimdi Alara’ nın yaptıklarını bir bir anlatıcam dedi. Bal köpüğüm ne dese beğenirsiniz. Aaannnneeeee bbiiirrrrr. J


Sevgiyle kalın...

13 Temmuz 2012 Cuma

Kızımın uykusu... Kirpi yahnisi...


Günaydın;

           Sabah şerifleriniz hayırlı olsun.
           İşte bir Cuma daha geldi. Tatile kaldı 21 gün. Yakında saat de saymaya başlayacağım J Kimi arkadaşlarım tatile gitti geldi, kimisi tatilde, kimisi de bugün gidecek. En güzeli benim, hepsi gelecek ben gideceğim. Nasıl avuntu ama J

            Benim Pepeyi seven akıllı kızım “ seni gidi topal “ şarkısı ile göbek atar oldu. Akşam bahçede annanesinin akşam sefası çiçeğini koklayıp koklayıp adını söylemeye çalışıyordu J Sütümüzü, peynirimizi, meyvemizi ağzımızdan eksik etmiyoruz çok şükür. Ama en çok usandığım konu uykuya geçiş hali. Bir günde ağlamadan uyusa. Ahh ahhhhh. Yatarken biberonla süt içiyor. Süt bitiyo kucak kucak diyor. Almazsak çişşş çişşşş diyor. Biliyor konu çişse eğer mutlaka kucağa alınacak ve havruza götürülecek. Sınırsız kalma süreci, oyunla çiş – kaka yapma süreci başlayacak. 10 - 15 dk eğlendikten sonra yine yatak. Olmadı yine kucak. O omuz senin, bu omuz benim. Oturulmayacak odanın içinde gezinilecek. Yatış pozisyonunda isek ayak parmaklarının 10 u birden tek bir elle anne tarafından tutulacak J 35 – 45 dk arası bir uyku sürecimiz var. Tabi sonunda benimde uykum geliyor. Cuuppp yatak J Çilekli tartım benim. Seni seviyorum kızım!


** KİRPİ YAHNİSİ **



             Dün, insanın ömrü hayatında şifa niyetine bir kez de olsa yemesi gereken Kirpi etini ev ahalisi olarak yedik. Gerçi annem, babam ve benim 2. yiyişimiz. Eşim ve kızımda tadına bakma imkanı buldu bu sefer. Haram mı – helal mi kısmında kalmadım. Şifa niyetine yedim. Hafif ekşimsi tadıyla tavşan etini andırıyor. "Tavşan da mı yedin" demeyin. Yedim. Kesim işlemi ve pişirme hakkında bilgi vermiyorum. Zira bende yapmadım, kolay kolay bulunup pişirilecek bir et türü değil. Neyse sabah sabah pek bir etcil yazdım. Herkese güzel kahvaltılar, bol çeşitli brunchlar dilesem iyi olacak J

Sevgilerimle...

29 Haziran 2012 Cuma

Yıldönümü Kek çiçeği.

Ben evde, hatta hala işteyim. İzin istiyorum, tatil yapmak istiyorum. Veee sayacıma bakıyorum 35 gün kalmış L Antalya, denizi iyice ısıt. J Kızım, ben ve eşim geliyoruz...

Evdeyim ama boş oturmuyorum J
Yakın arkadaşlarımızdan birinin evlilik yıldönümü siparişini hazırlamakla meşgüldüm 2 akşamdır. Bugün teslim ettik. Umarım çok beğenilir. Kek çiçeklerim ilk kez yıldönümü kutlaması için saksıya dizildi.
Mutluluğunuz daim olsun arkadaşlarım!






Sevgilerimle...