22 Nisan 2014 Salı

Sizleri yazmak...

        Alara’ m ve İlayda’ m sizleri burda yazmak ve evde günlüğünüze yazmak sizin için güzel yaptığımı düşündürüp beni mutlu ediyor. İyiki yazıyorum diyorum sizi, beni, yediklerinizi, söylediklerinizi, hareketlerinizi... Hepsine yetişemiyorum ama iyi bir kaynak olduğunu düşünüyorum. Zira geçen akşam İlayda’ m sen uyudun Alara’ m sende uyumak üzeresin. Bir kaç satır yazmak istedim. Defteri gördün pamuk prensesim;
Alara: Anne ne yazıyorsun?
Ben: Sizi tatlım. yaptıklarınızı, yediklerinizi...
Alara: Bugün pamuk yediğimi de yazdın mı anne?
Ben: Yazmadım, yazayım mı?
Alara: Hehee yaz
Ben: Yazarım tatlım, ilerde okursun sende...

         Ağladım, ağladım, ağladımmm. Nasıl yoğun duygularla yazdığım bu satırları ilerde okuyup okuyamayacağınızı, okuduğunuz zaman neler hissedeceğinizi, sizleri ne kadar çok sevdiğimi anlayabilecekmisinizi öyle çok düşündüm ki.
Ve Pazar günü İzmit’ e gittiğimizde o pamuk helvayı meğer ne çok istediğini ve iyiki aldığımızı düşündüm. Bütün gün yediğin onca yiyeceğin içinden onu aklına getirip sordun bana. Alabildiğimiz için şükürler olsun.

        İlayda’ m muzurluğun son safhasındasın. Çöp kovasının kapağını alıyorsun, kaçıyorsun. Yerine koyuyorum, cız İlayda, nanna yapıyorum. Bir iki ağlıyorsun, kızıyorsun, dönüp iki adım gidiyorsun. Bende gidiyorum çöpün yanından. Hoopppp birde bakmışız, İlayda pıtır pıtır koşup gelmiş yine çöpün yanına, kapağı elinde J Bu nasıl bişi yaaaa diyoruz ailecek. Alara da hiç görmediğimiz bu tutturma huyu sende var. J Dün akşam kızdığım, hatta seni de kızdırdığım ve ağlattığım halde dönüp dönüp 3 kez Atatürk çiçeğimin yaprağını kopardın. Bu nasıl bir istek bal kızım benim. “Bu İlayda’ m da çok yaramaz” diyor ablan J

        Yarın akşam aile arasında 1. Yaş gününü kutlayacağız miniğim. Haftasonu da arkadaşlarla kutlayacağız. Doğum günü detaylarını daha sonra yazacağım. Büyüdün artık bir yaşın var. Bize geldiğin için çok şanslıyız. İyiki evimizde iki su perisi olarak varsınız.


Sevgilerimle...

11 Nisan 2014 Cuma

Evimizin şenliği...

           Hayatın güzelliklerini yazmadım epeydir aklıma gelen cümleleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Yıllar sonra bende okuduğumda neler yaşamışız diyerek hatırlamak istiyorum. Hafızamdan gitse bile kayıtlı bir yer olsun istiyorum...

          Dün bulaşıkları makineye koyuyorum yanımda makarnasını yemeye çalışan kızım dikilmiş;
“Anne büyüyünce bende bulaşık yıkıcam” demi?
“Evet kızım”
“Kahvaltııı hazırlıycammm,
Siz salonda oturcanızzzz,
Ben hadi çocuklar kahvaltı hazır dicemmm,
Siz geleceksinizzzz,
Yavaş yavaşşşşş yiceksinizzzz,
Ben size kızmıycammmm”
“Aaa sen bize yaşlandığımızda bakacaksın yani öyle mi tatlım” dedim
“Evet,
Ananemde yaşlanınca bakıcammmm,
Hasta olunca da bakıcammmm”
Bunları duyunca daha ne iseteyebilirsin ki çocuğundan. Sonsuz bir sevgiyle büyüttüğün bir çocuğun kurduğu bu cümleler hani yapmasa bile söylüyor yaa yeterli ve çok anlamlıııı.

          “Anne sen konuşuyorsun, babamda konuşuyor, İlayda da konuşuyor. Kafam karıştı valla” J

          “Baba annemi öpme, o benim annem, senin annen değil, senin hiçbişiyin değil o benim annem.” Sımsıkı sarılıp söylediği bu cümleden sonra birde mucukkkkkk diye kocaman bir öpücük yanağıma. Bendeki gurur tavan yapıyor tabikiii J yaşasın yaşasınnn. “Ben senin annenim evet tatlım başka kimin annesiyim.” diyorum. Cevap geliyor hemen: “İlayda’ nın.”

          Pazartesi’ den beri abla kardeş aynı odayı paylaşıyorlar. Miniğimde artık yanımdan gitti. Alara’ mı da 1 yaşında ayrı odaya almıştık. Zaten park yatağında yatıyordu. Şimdi İlayda’ mı da ayırdım.
          Sorun ikisinin aynı anda yatması J uyumuyorlar. Alara korkusuna gözlerini yumuyor, açıyor, kısık sesle konuşmaya çalışıyor ama maskara komik kızım, miniğim, gülüyor ablasına laf atıyor beni burdan al dercesine çırpınıyor. Ablamızda rahat durmaz haliyle gülüyor. İlayda’m sen daha uyumadın mı heheheheee hehehe naranay naranayyyy J
          Akşam kucağımda saçlarını örüyorum Alara’ mın, İlayda’ mızda yatağında ama nasıl feryat figan alalım diye tırmanmaya çalışıyor, ağlıyor, emziğini yere atıyor J Alara sakince “İlayda uyuycaz şimdi ağlama, ağlamana gerek yok. Sen burda yatacaksın, ben burda yatıcam. Konuşuruz, sen biraz daha büyüdüğünde. Bana ninni söylersin” diyor J

          Ananemiz ve dedemiz tatile gitti. Babamız baktı bu hafta ikisine de. Çok şükür 5. gün, sorun yok şimdilik J
Ödül olarak yediği çikolatalı ekmekten sonra sabunla güzelce ellerini yıkayan kızıma babası “Alara ellerini özene bezene yıkadın, ağzını neden yıkamadın kızım” demiş. “Baba, çocuklar ağzını yıkayamayabilir” demiş. “Sen çocukmuşun yani” diyen babaya cevap: “evet bende çocuğum, Artur da çocuk” (çizgi film kahramanı)

          Arada kurduğu (anne aklıma bir fikir geldi, madem.........) le başlayan cümlesini bana  : Yemeğini yemeyen, istemeyen, zorla hadi Alara, ye Alara, çiğne Alara dediğim bir sıra “Anne aklıma bir fikir geldi madem sen istiyorsun o zaman yemeye çalışayım” J (yorumsuz) diye uyarladı. Harika değil mi J

          Yakalamacılık oynamanın evimize kattığı sevinç ve heyecan çığlığını nasıl yazabilirim... ablamız koşuyor salona, hoopppp İlayda arkasından paytak paytak koşturuyor. Abla dönüp mutfağa koşuyor, İlayda’ nın gözleri büyüyor eller iki yana açılmış paytaklık hızlanmış bir koşuşu var bana can havliyle bir yapışıyor bacaklarıma. Oyun oynuyorlar yaa inanamıyorum. Hayalini bile kurmadığım bir çok şeyi yaşıyor olmanın hazzını hissediyorum. Çok mutlu oluyorum. Ta ki onların yakın zamanda büyüyeceğini, koşma isteklerinin biteceğini, ağır başlı olacaklarını, çocukça günlerinin son bulacağını, evden gideceklerini düşününce damlalar akıyor yanaklarımdan. Kalbim sıkışıyor. Ev dar geliyor. Nasıl bir alışkanlıktır ki yokluklarının düşüncesi bile burnumu sızlatıyor, hayatım kararıyor. Allah’ ım eksikliklerini göstermesin. Kimseye de acılarını yaşatmasın.

Bizden şimdilik bu kadar...

Sevgiyle kalın...